Dijital PazarlamaE-Ticaret

E-TİCARET’İN 11 ALTIN KURALI!

E-Ticaretin Püf Noktalarını Bilmelisiniz!

E-TİCARET’İN 11 ALTIN KURALI!
E-Ticaret danışmanlık ajansı olarak bugüne kadar gördüğümüz, tecrübe ettiğimiz başarı hikayelerinden derlediğimiz altın değerindeki kuralları sizin için sıralamak istedik. Her E-Ticaret sitesinin uyması gereken bu 11 altın kural her geçen gün değişmeye, gelişmeye ve bu kurallara yeni kurallar eklenmeye devam edecektir. Bazıları her ticarette uyulması gereken kurallar olmakla birlikte bazıları ise online ticarete özgü kurallardır.

11 ALTIN KURAL

1. HIZLI VE KULLANIŞLI BİR SİTE (En az rakipleriniz kadar)

Mağazamızın kullanışlı olması, yavaş açılmaması ve insanların parmak, Mouse alışkanlıklarını bozmadan tasarlanmış olması çok önemlidir. Müşterileriniz sizi mobil telefonları üzerinden ziyaret etmişse eğer aynı telefonla daha sık kullandıkları sitelerden bazı alışkanlıklar elde etmiş olmaları yüksek ihtimaldir. Mesela Facebook, Instagram gibi uygulamaları sık sık kullanan bir kişiye o uygulamada menü solda yer alıyorsa siz kendi sitenizde sağda yer vererek alışkanlıklarını bozamazsınız. Eğer bunları dikkate almazsanız insanlar sitenizde kendilerini yabancı hissedeceklerdir. Kendi tasarım dilinizi oluşturmak isterseniz eğer ya sahibinden.com, ya trendyol.com ya da hepsiburada.com gibi neredeyse sosyal ağlar kadar ziyaret edilen siteler kadar büyük olmanız gerekmektedir. Bu kadar büyük siteye sahipseniz zaten UX/UI dediğimiz kuralları %100 uygulamışsınızdır. 😊 Diğer bir tasarım konusu da ekran çözünürlükleridir. Her dijital cihazın ekran ölçüsü farklılık gösterebilmektedir. Bugün 360*640(mobil) ve 1366*768(masaüstü) çözünürlükleri ülkemizde en çok kullanılan ekran ölçüleridir. Ancak bu ölçüler geniş ekranlı telefonların yaygın kullanımı ile değişmek üzere olan ölçülerdir. Bunlar gibi 50’ye yakın farklı ölçü bulunmaktadır. Her ölçüye uygun kullanışlılıkta site tasarlamış olmanız gerekmektedir. Yaklaşık 10 yıldır bunun adı “Responsive” tasarım olarak adlandırılmaktadır.

Site hızı konusunda ise yapılan en büyük hata kendi bilgisayarımızda ve telefonumuzda yaptığımız minik testlerdir. Sizin telefonunuz Turkcell hatlı, 4.5G internetli ultra hızlı bir cihaz olabilir. Ancak müşterileriniz 3G hızında hatta daha düşük hızlarda, daha yavaş bir mobil cihazdan sitenizi ziyaret etmiş ve alışveriş yapmak için her sayfada 3-5 saniye beklemek zorunda kalıyor olabilir. Bu yüzden testlerinizi mümkün olduğunca Google Analytics üzerindeki kullanıcı cihazları ve operatörleri ile yapmalısınız. Yani müşteriniz mağazanızda nasıl dolaşıyorsa aynı şekilde deneyimlemelisiniz. İnsanlar sitenizden alışveriş yapmak için çile çekmemeli.
Basit bir araç da olsa 3g hızınızı ücretsiz test edeceğiniz bir araç olan:
https://www.thinkwithgoogle.com/intl/en-gb/feature/testmysite İle testlerinizi yapabilir.
Diğer bir ücretsiz araç olan
https://developers.google.com/speed/pagespeed/insights/
ile düzeltmeniz gereken hataları raporlayabilirsiniz.

Yavaş ve kullanışsız bir site = Fiziki mağazada kasaya giden yola koyulan engeller gibidir.

MÜŞTERİLERİNİZE SURVIVOR YAŞATMAYIN 😊

2. ZEKİCE KURGULANMIŞ BİR REKLAM STRATEJİSİ (Rekabette ezilmeden)

Reklam reklam reklam reklam 😊 Kurtarıcı veya sihirli değnek gibi görünen ama bir yandan da e-ticaretin vazgeçilmezi olan online + offline reklamlar.

Reklam başarının tek anahtarı asla değildir, olamaz da. Reklam size sadece müşteri kazandırır, siz diğer kuralları ne kadar doğru uygularsanız o kadar müşteri biriktirirsiniz. Diğer bir makalemizde de değindiğimiz bu konu e-ticarette çok kritik bir bilgidir.

MÜŞTERİ BİRİKTİRDİĞİNİZ KADAR PARA KAZANIRSINIZ!

Reklam stratejisi bir e-ticaret firması için olmazsa olmaz yapı taşıdır. Reklamcılık herkesin bildiği ama kimsenin %100 doğrusunu uygulayamayacağı bir disiplindir. Çünkü dijitalteki tüm reklamlar (Google, Facebook, Youtube, Instagram, Criteo…) açık artırma usulü diyebileceğimiz bir BID sistemi ile fiyatlandırılmaktadır. TBM, CPC, CPD, CTR gibi terimleri sık sık duyduğumuz ve kullandığımız bu dünyada kendi ürün gücümüze, operasyon kapasitemize ve yatırım planımıza uygun bir planlama yapmak şarttır. 100 TL’ye ne kadar ciro yaptığınız butikçilerin yapacağı bir plandır. Siz kaç paraya ne kadar müşteri kazanacağınızı, yeni müşterinin size bir sezonda yada ayda ne kadar para bırakacağını, sepet ortalamanızı, eticaret dönüşüm oranınızı hedefli ve planlı kılmazsanız asla doğru bir reklam politikası izleyemezsiniz. Reklamcılıkta kullanılan diğer bir terim ise ROI’dir bazen de ROAS olarak karşımıza çıkabilir.
ROI: 1’e kaç kazandığınızdır. Yani 1 TL reklam ile kaç TL ciro yaptığınızdır. Örneğin; 1.000 TL günlük reklamla toplam 20.000 TL ciro yapmışsanız o günün ROI’si 10’dur.
Ancak burada tüm ciro baz alınmasına rağmen reklamın kendi içinde de bir ROI’si vardır. Genelde buna ROAS demekteyiz. (NOT: Terimler sözlüğümüze göz atabilirsiniz.)
ROI isterse 1’e 1000 olsun. Bizim hedefimize uygun ciro ve müşteri kazanımı yoksa yanlış yoldayız demektir. Bu yüzden minimum ROI belirlenmeli ve Maximum müşteri edinimi hedeflenmeli. Karlılığımıza uygun bir min. ROI ile maximum müşteri kazanımı. Rakiplerimizden daha çok ciro yapamayabiliriz ancak onlardan bugün daha fazla müşteri kazanamıyorsak yarın onları asla yakalayamayız.

3. ÜRÜN FOTOĞRAFLARI ÇEKİCİ OLMALI (Ne eksik, ne fazla)

Ne satarsak satalım, ne kadar iyi olursak olalım, müşterilerin bizi gördüğü kadar iyi olabiliriz. Yani ürün fotoğrafları ne kadar kendini gösterirse o kadar kendimizi gösterebiliriz. Fotoğraflar ne üründen fazla iyi ne de üründen daha kötü olmalı. Kıvamında ve ürünü net gösteren görseller olmalı.
Ürünün varsa detay karelerini, yakın plan görüntülerini, kullanış tarzına uygun kombinlerle fotoğraflamalıyız. Örneğin; Klasik bir ayakkabının fotoğrafını çekerken şortlu bir mankenle kombinlerseniz kullanıcıya zıt bir görselle dokunmaya çalışmış olursunuz. Yırtık bir kotla çektiğiniz ayakkabınızın o pantolonun altına giyilebilir olması gerekir. Potansiyel müşterileriniz fotoğrafta gördüğü karenin içinde kendini hayal etmeli ve o ürünü satın aldığında o karede olacağına inanmalı ki satışınız kolaylaşsın. Ayakkabıyı satmak istediğiniz kişi bir Rock Fun’ı ise, ona göre fotoğraflarla sergilemelisiniz. Belki de bir Harley Davidson motor üzerinde fotoğraf almalısınız.
Fotoğraf bizim her şeyimiz. Onun kadar varız veya yokuz. Reklamlardaki tıklama oranlarına kadar bizim satışımızı doğrudan etkileyen bir gerçek ALTIN KURALDIR.

4. MANTIKLI FİYAT POLİTİKASI (Ne biz üzülelim ne müşteriler üzülsün)

Fiyat politikası her ticari faaliyette ilk üç sıraya yazacağımız önemde bir konudur. Yeni bir marka düşük fiyat stratejisi ile müşteri çekmeye çalışma yoluna gidecektir, uzun süre düşük fiyatlı giden ve büyüdüğüne inanan bir site ise fiyatlarını yükselterek daha karlı bir satış yoluna kendini sürükleyebilir. Ancak bu iki uygulama da beraberinde büyük sorunlar getirebilmektedir. Ani fiyat değişimleri, sert fiyat düşüşleri, düzensiz fiyatlama politikası yani sık sık değişen fiyatlar, karsız satış, brüt ve net kar hesabı yapmamak, ürün birim maliyeti, satış birim maliyeti, stok maliyeti hesaplamadan ürün fiyatlaması yapmak resmen kendi bindiği dalı kesmektir.

Ne dip fiyat ne yüksek fiyat. E-Ticarette müşteri kazanmak kadar kaybetmek de çok kolaydır. Sürekli düşük fiyat stratejisi güden bir sitenin müşterileri sadece fiyat odaklı alışveriş yapan kitleye dönüşür veya bu site sadece o kitleyi kendine çeker. Bir zaman sonra bu sitemizden daha uygun fiyatlı bir alternatif çıktığı anda bu müşteriler bir saniye bile beklemeden diğer siteden alışverişe devam ederler. Çünkü tüm strateji rasyonel fiyat faydası üzerine kurgulanmıştır. Ucuz olacağım diye karsız satış yaparsanız o fiyat sitenizin üzerine yapışır, yarın fiyatı normal seviyesine çektiğinizde zam yapmış olursunuz ve ürünün değerinden fazlasına satmaya çalışıyor pozisyonuna düşersiniz. Bu sefer müşterileriniz o fiyatı bu ürüne vereceğime

Sürdürülebilir fiyat politikası, karlı ve rekabet edebilir fiyatlama çok hayati bir konudur.

5. DOĞRU ZAMANDA DOĞRU ÜRÜNLER (Sezonları zamanında yakalamak şart)

E-Ticaret müşterileri her an sürekli Google, Yandex, Bing gibi arama motorlarında ürün, hizmet aramalarını yapmaktayken biz onların aradığı ürünü veya hizmeti herkesten daha geç satışa sunarsak birileri çoktan o ürünü alıcısına satmış, ulaştırmış hatta kullandırmış olabilir. Yeni bir telefon piyasaya 1 Haziran’da çıkacaksa ve insanlar onu 1 Haziran’da satın almak için aramaya başlayacaksa siz o ürünü 6 ay sonra satışa koyduğunuzda büyük bir kitleyi başka satıcılara kaptırdınız demektir. Aynı konu tekstil, kozmetik, ayakkabı ve mobilya için geçerlidir. Yaz sezonunun ortasında yazlık terlikleri ilk defa sitemize koyuyorsak büyük satış kaybını bilerek bu hamleyi yapmalıyız. Sezonunda, doğru ürünleri sitesine satışa koyanlar her zaman kazanır.

Google organik arama sonuçlarına bile etki eden bir zaman yönetimidir bu. Ürün yaşam eğrinin düşüş döneminde pazara sunduğunuz üründen seri satış beklemek büyük yanlış olur. GOOGLE ARAMA TRENDLERİNİ TAKİP EDİN!
https://trends.google.com.tr/trends
Bu sayede en çok aranan anahtar kelimeleri yani ürünlerinizi veya hizmetinizin sezonunu aşağı yukarı kestirebilirsiniz. Ürünlerinizle alakalı en yakın arama terimlerini de görebilir ve buna göre ürününüzü güncelleyebilirsiniz. Örneğin; son 3 ayda İncili Mont aramaları çok artmışsa bu yönde kendinizi geliştirebilirsiniz.
Google Trends, siyasilerin oy oranlarına kadar tahminde bulunan bir araç haline gelmişken bu veri merkezini kullanmamak kulağa çok mantıklı gelmeyecektir.

6. ULAŞILABİLİR OLUN

Müşteriler size ulaşmak için en fazla 2 adım dener. 3. Adımı denemeden sizden vazgeçer. Çünkü daha kolay ulaşılabilen başka bir site illa ki karşılarına çıkacaktır.

Sizi arayan müşterileri bile rakipleriniz Google Brand ve URL GDN kampanyaları ile çalabiliyorken siz ulaşılması çok kolay olmak zorundasınız.RAKİPLERİNİZ MÜŞTERİLERİNİZİ ÇALMADAN ÖNLEM ALIN!

Müşterileriniz size telefonla, whatsapp üzerinden, telegram’la, Facebook mesajı ile, Instagram DM ile veya farklı bir kanaldan ulaşmaya çalışıyor ve siz o kanalları kullanmıyorsanız, üzgünüz ama kaybetmeye mahkumsunuz.
Tabi ki her mecradan yanıt vermek zorunda değilsiniz ancak müşterilerinize reklam yaptığınız mecralardan yanıt vermek, onları cevapsız bırakmamak zorundasınız.
Diyelim ben sizin müşterinizim ve Instagram reklamınızı gördüm, alışverişe ikna oldum. Direk size DM’den mesaj atarım, böyle bir firma var mı yok mu bilmiyorum çünkü. Temas kurmak isterim. Siz bu talebime cevap vermezseniz asla alışveriş yapmam.

Bugün e-ticaret kullanıcılarının çoğu ilk defa alışveriş yapacakları siteyle alışveriş öncesi temas kurmak istiyor. Eğer alışveriş öncesi size ulaşamazlarsa asla alışveriş yapmıyorlar. Alışverişten önce ulaşamadığım firmaya alışverişten sonra nasıl ulaşacağım? Sorunsalını kafalarına kazımış oluyorsunuz.

ALIŞVERİŞTEN ÖNCE ULAŞAMADIĞIM MARKAYA DAHA SONRA NASIL ULAŞABİLİRİM?

7. HIZLI VE DÜZGÜN TESLİMAT

Temelde ürün satıyor olsak da aslında yaptığımız işin büyük bir bölümüm lojistik.
Ürün tedarik et, kalite kontrol ve mal kabulden geçir, depola, sipariş al, siparişi kargoya hazır şekilde paketle, kargoya teslim et ve müşteriye ulaşana kadar takip et. Bu lojistik değil de nedir?
İşimizin büyük bir bölümü lojistik olmasına rağmen kargolama ve paketleme işlemlerine özen göstermeyen, önem vermeyen hatta baştan savma yapan bir sürü online ticaret sitesi mevcut. Bu durum maalesef, müşterileri sadece o markadan değil komple e-ticaretten de soğutabiliyor. Lojistik bu kadar önemliyken bu işi aracı firmalar ile çözmeye çalışmak ve hatta o aracı firmanın binlerce şubesine müşterilerimizin ürünlerini sevk etmek ve bunun takibini yapmak oldukça sistemli olmanızı gerektiriyor.E-ticaretin olmazsa olmazı kargoculuk. Kargo firmaları son beş yılda birbirleri ile kıyasıya bir fiyat rekabetine girdi. Bu durum o kargo firmalarındaki kalifiye personel sayısında ciddi bir düşüşe yol açtı. Durum böyle olunca ucuza taşımacılık yapmak adına kalitesiz, işini sevmeyen, günü doldurmak için çalışan insanlarla müşterilerinize ürünlerinizi teslim ettirmek zorunda kaldınız. Neyse ki içlerinden bir iki tanesi fiyatlarını normal seviyelere çekti ve personel, araç kalitesini artırmak için yatırımlara başladı. Burada suçun %50’si e-ticaret firmalarında, %50’si kargo firmalarındadır. Hem ucuza taşıtalım hem hızlı ve bozulmadan gitsin hem de mükemmel personeller ile teslim edilsin. Maalesef böyle bir şey söz konusu değil.


Hem ayranım dökülmesin, hem kelim görünmesin
😊

Hadi kargo firmasını doğru seçtik, biz paketlemeyi doğru yapıyor muyuz?
gereksiz kolilerden ve müşterileri paketi açtıktan sonra çöp yığını ile başbaşa bırakan paketlemelerden uzak durmalısınız. Mümkün olduğunca daha sonra da kullanabilecekleri bir paketleme seçmelisiniz. Paketleme maliyeti de çok önemli bir konu. Ambalaj ve karton fiyatları uçmuşken sakın astarı yüzünden pahalı bir paketlemeye de girmeyin. Optimum maliyet ile maximum kalitede paketleme malzemeleri seçin.

Müşteriler günümüzde o kadar aceleci ve sabırsız ki, sipariş verir vermez kapısına gelsin, yemek anında önünde belirsin, ayakkabı siparişi verir vermez dolabımda belirsin gibi beklentilere girdiler. Hele hele kapıda ödeme siparişi alıyorsanız eğer anında teslim etmelisiniz yoksa iptal edilme olasılığı kredi kartı siparişlerine göre beş kat daha fazla. Beklemeyi sevmeyen müşterilerimize en hızlı şekilde satın aldıkları ürünleri teslim etmeliyiz. Sipariş verildiği gün mesai saatleri içinde kargoya teslim edilen siparişler iade ve iptale düşme oranı en düşük siparişlerdir. Bazı e-ticaret siteleri hızlı teslimat için extra para talep ediyor ve gün içinde kargoya teslim ediyorlar. Bazı kargolar da İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyük şehirlerde aynı gün içinde VIP teslimat hizmetine başladılar. Eğer hızlı olmazsanız yüksek ihtimal siparişlerinizin %20’si size iptal veya iade edilecektir.

Bu hızı sağlamanın iki ayağı var. Birincisi kargoya hazırlanış aşamasındaki hız. Yani sipariş sisteme düştüğünden kargoya teslim edilene kadar geçen süre. Bu süreyi çeşitli depo yazılımları ve modülleri ile, bant sistemi, robot sistemi, akıllı depo yönetimi gibi yatırımlarla kısaltabilirsiniz. Kargo şirketinizin mesai saatlerinde depo personelleriniz olabildiğince adette siparişi hazır edip kargoya teslim etmeli. Bu saatler içinde mal kabul, raflama ve kalite kontrol işlemlerini personel sayışınıza göre azaltabilir veya hiç yapmayabilirsiniz. Minimum personel ile maximum sipariş hazırlamak = E-ticarette başarının sırlarından biri.

1 PERSONEL GÜNDE 750 SİPARİŞ HAZIRLAYABİLİR!

Öneri: Mükemmel bir depo yazılımı olan CODDEPO ile sevkiyat hızınızı ve tüm depo yönetiminizi profesyonel bir şekilde yürütebilirsiniz. CODDEPO’ya ulaşmak için bizimle iletişime geçerseniz biz sizi yönlendiririz. Şuan sadece Ticimax ve Tsoft yazılımları ile entegre çalışmaktadır.

8. SİPARİŞ SONRASI BİLGİLENDİRMELER (kargom nerede? sistemi gibi)
(ÇOK YAKINDA)

9. GÜÇLÜ SOSYAL MEDYA DESTEĞİ (Sosyal medyayı mecraların kuralına göre kullanmak)
(ÇOK YAKINDA)

10. RAKİP TAKİBİ VE ANALİZİ
(ÇOK YAKINDA)

11. AKILLI YATIRIM PLANI (ne zaman nereye yatırım yapacağınızı çok iyi belirlemelisiniz yoksa finansal açıdan dar boğaza giren markalar ne kadar satış yaparsa o kadar batmaya yaklaşırlar)
(ÇOK YAKINDA)

 

 

Bu altın kuralları uygulayıp başarısız olan bir tane firma görmedik, tanımadık, duymadık.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu